Hakkımda

Fotoğrafım
2001 yılında Gaziantep üniversitesinde doğa konusunda eğitimleri başladı. Üniversite bünyesinde ilk defa Gaziantep Üniversitesi Çevre Topluluğunu kurdu. Topluluk bünyesinde Türkiye’nin birçok yerinde doğayla ilgili eğitim çalışmalarına katıldı. Gaziantep genelinde doğa koruma projelerini gerçekleştirdi.Kuş gözlem topluğunun temellerini atılmasında yardımcı oldu. İki yıl kadar Başkan yardımcılığı görevinde bulundu. Doğaya ve tabiata daha yakın olmak ve tanımak amacıyla Türkiye Dağcılık Federasyondan bir dizi eğitimler alarak, konusunda eğitmenlikler görevinde bulundu, halende lisanslı olarak faaliyetlere katılmakta ve görev almakta. Üniversite bünyesinde 1 yıl yamaç paraşütü eğitimi aldı, 2002 yılında Türk Hava Kurumu Eskişehir İNÖNÜ paraşüt okulundan T-10B Paraşüt sertifikası aldı. Bazı aralıklı zamanlarda Atlas dergisinde staj niteliğinde bulunup, Yeşil Atlas sayfası için çalışmalarda bulundu. Üniversite yıllarında Fotoğrafçılık’ da Siyah- Beyaz TAB eğitimi alarak, üniversite bünyesinde sergilere katıldı. Doğa Fotoğrafçılığıyla uğraşmaya devam ediyor. Doğa koruma çalışmalarına aktif olarak Doğa Derneğinde ve Doğa Kültür ve Yaşam Derneğinde sürdürüyor.

31 Aralık 2011 Cumartesi

YAŞAYIŞIN EVRİMİ


YAŞAYIŞIN  EVRİMİ


Dünya var oluşundan bu güne kadar en hızlı yok oluşa girdiği kaçınılmazdır. Bu da  günümüzün en büyük sorunudur. Bırakın insanoğlunun diğer türler arasındaki ilişkisini, kendi türü arasında sorunlu ve hastalıklı ilişkileri söz konusudur. Bu da insanın doğadan koparak kendisinden ve doğallığından koptuğunun kesin göstergesidir.  

Bu durum dünyanın doğal kaynaklarının hızlıca tüketildiği değil artık yok olma durumuna gelmesine sebep olmuş ve hastalık belirtileri çoktan kendini göstermeye başlamıştır.  Hastalığın bütün bedeni sardığı görülmektedir.  Aşırı ateş, kusmalar ve şiddetli baş ağrıları mevcut durumdadır.  Hasta artık kendini tedavi edememekte ve antikorlar tek başına bir bu savaşı verememektedir.


Tek bir yol ise vücudu saran ve yok etmek üzere olan virüsün değişim geçirip diğer hücrelere de yer vermesidir. Virüs vücudu hasta edip yok etmekle kendisinin de yaşam bulduğu yegane tek olan bedeni yok etmekten başka bir şey yapmamaktadır. Bilmelidir ki yok ettiği beden kendi bedenidir. Hasta olan vücudun ölmesiyle  virüslerinde sonunun geldiğinin bilmesi gerekir.  Oysaki zamanın da kanser denen hastalık vücudun, bedenin kendi hücresinden başka bir şeyde değildir.

Hastalıklı hücreler hayatta kalmak pahasına kendilerini kontrol altına almalıdırlar.Ancak bu şekilde yaşamaya devam edebilirler. Bu bir ettik hareket veya ideoloji değil artık hayatta kalmanın tek yoludur.

Ahlaki değerlere yer verilerek insanın var oluşunu sürdürebilmesi için başka bir yol gözükmemektedir.  Bizler de dahil olmak üzere sağlam kalmış diğer hücrelere uyumlu yaşamayı kural bilip başka bir yol olmadığı görülmektedir. Kaçımız kaç tür kurtarırsa kurtarsın veya bir sulak alanın yok oluşunu durdurabilsin, bu sadece hızlı giden bir treni elleriyle durdurmaya çalışmaktan başka bir uğraş değildir. Ancak ve ancak trenin makas ile yolunun değiştirilmesi gerekmektedir.

İlk olarak kendinize bir sorun bizler bile kanser hücreleri gibi yaşarken nasıl olurda sağlıklı hücreleri kurtarmaktan bahsedebiliriz.Veya kaçımız bu hızlı süreci etkiliyebildiğimizi bu yaşam şekliyle  düşünebiliriz. Artık insanoğlunun yaşamak için doğaya uyumlu olması gerekmektedir. Bunun içinde en fazla 40 yıllımızın kaldığı düşülmektedir. En son taş ve duvar ustaları, keçe dokuyanlar, manda lokumu yapanlar yaşlandılar ve bir çoğunu kaybettik ve yeni çıraklar yetişmemekte son üstatlarda ölmektedir. Köyler boşalmaktadır.

Son kalan hastalıksız hücrelerden öğrenmemiz gerekmektedir doğanın dilini. Aksi taktirde sadece doğanın kendi öz dili kalacaktır. Bu da öğrenilmesi için büyük zaman demektir.  

Artık insanlığın yaşamsal alışkanlığının değişme zamanı gelmiştir. Bu yeni yaşam şekli gene insanlığın var olması için olmazsa olmazlardandır. Bu bir ideoloji değil veya popüler bir yaşam şekli değil, bu yaşamak için var etmek için uygulanması gereken yeni bir ahlaki değer, yeni bir yaşam şekli olmalıdır.  


Zorunluluk arz etmeden herkesin bilmesi gereken sebeplerden dolayı yaşanmalı ve yaşayış benimsenmelidir. İnsan almak yerine sadece doğaya uyum sağlayarak yaşamayı başarabilir. Bu zamana kadar hep almaya yönelik düşünceleri değiştirmek, zamanla ve bir devrimle olmabilir. 4 büyük kitaba baktığımızda; insanlığın en felaketli ve kaos içindeki zamanlarda geldiği görülmektedir. Şuan için ise kaosun üzerinde insanlığın dışında dünya büyük tehlike altındadır.  Ancak ve ancak bir dönüşün veya değişim bunu durdurabilir.  Kısacası bütün insanlığın yaşam şeklini değiştirebilmesi için yeni bir devrim gerekmektedir. Bu da yaşayışın devrimidir. Ancak büyük felaketlerde mi insanoğlunun farkına varması gerekir?  Bunun bir şekilde insanlığa duyurulması şarttır.

Sadece doğaya bakarak doğanın dilini anlayarak gelişecek olan yaşam, doğanın bir parçası olarak var olmamıza izin vermektedir.  Bu hareketi Doğa Derneği veya X bir örgüt üstlenmeli ve dünyayı kurtarmalıdır. ÖDA korumakla , kuş bakmakla veya pano yapmakla zaman kaybetmemeliyiz yeni yaşam şekli için var oluşumuzu anlamlandırmalıyız.

Bu insanlık ve dünya için yeni bir evrimdir.


 

Doğa Derneği
Şanlıurfa Bölge Sorumlusu
İ. Turan ÇETİN





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder