Buyuran bir peygamberin ümmeti olan bizler en büyük zenginliklerimizden olan doğaya, bitkilere ve hayvanlara karşı daha duyarlı olmalıyız. Onları koruma adına yapılan kampanyalara, çalışmalara destek vermeliyiz. Onların varlık halkasındaki yerlerini ve taşıdıkları önemi kavramalı ve nesillerimize bu bilgiyi aktarmalıyız. Unutmamalıyız ki, hali hazırda faydalandığımız her bir nimet nesillerimizin bizlere emanetidir. Bu emaneti en güzel şekilde onlara ulaştırmak en önemli vazifelerimizdendir.
(2010 Şanlıurfa İl Müftülüğü)
Şanlıurfa’nın Peygamberler şehri olması, en çok da Şanlıurfa ile özleşmiş olan Hz. İbrahim peygamberin ateşe atılacağı zaman bütün canlıların bir olup da ateşe su taşıdıkları anlatılır. Dinimizde doğa’nın önemi ve bütünlüğü her seferinde vurgulanmış ve önemi bütün inananlara aktarılmaya çalışılmıştır. Peygamberimiz bir çok söyleşisinde doğadaki hayvanlardan örnekler vererek doğruyu anlatmaya çalışmıştır.
11 Ay’ın sultanı olan Ramazan ayında, dini görevlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz; sahurlarda, iftarlarda birbirimizle daha çok beraber olma imkanı yakalıyoruz. Bu sayede insanın insana ve mahluku eşrefin de yaşaması için bütün canlılara ihtiyacı olduğunu anlıyoruz. Doğa dediğimiz aslında bizden daha uzak olan bir kavram değil, doğa tamda bizleriz, buğday olmazsa ekmek olur mu? Arılar , böcekler olmazsa hiç çiçek açar mı? En azından bu akşam ki iftar sonrasında top atmasını beklerken masamızdaki yiyeceklere bir bakalım mı? Doğadan gelmeyen ne var ? Ya oturduğumuz masa , sandalye, üzerimizdeki kıyafetler ?
Yaşamımıza dair her şeyin doğadan geldiğini görebilirisiniz. Doğanın da bir bütün olduğunu bir yanındaki eksiklik bütün halkaya zarar vereceğini de biliyorsak, doğaya olumsuz bir müdahalenin soframızdakilere ve bize de etki yapacağını biliyoruz demektir.
Enerji olmadan hayatta kalabiliriz. Araçlarımız olmadan da yaşam devam edebilir. Ama havamız ve suyumuz olmadan yaşam yok olur! Bu mübarek günlerde lütfen içtiğiniz suyun nereden ve nasıl geldiğini bir düşünün!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder